Ortak bir açıklama yapan Diyarbakır Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Dersim, Diyarbakır, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Van baroları, Türk Tabipleri Birliği Lideri Şebnem Korur Fincancı‘nın gözaltına alınmasına reaksiyon gösterdi. Ortak açıklamada Fincancı’nın özgür bırakılmasını istendi. Fincancı’nın misyondan alınması gayeli yapılan müracaatın ise meslek örgütlerine ve sivil topluma açık bir gözdağı olduğu vurgulandı.
TSK’nın PKK’ya karşı kimyasal silah kullandığı tezi ile ilgili yaptığı yorum sonrası hakkında soruşturma başlatılan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP lideri Devlet Bahçeli’nin tepki gösterdiği Türk Tabipleri Birliği (TTB) Lideri Şebnem Korur Fincancı bu sabah İstanbul’da gözaltına alındı.
Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Dersim, Diyarbakır, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Van baroları TTB Başkanı Fincancı’nın gözaltına alınmasına reaksiyon gösterdi, hür bırakılması için davette bulundu.
13 baronun açıklaması şöyle:
“Türk Tabipleri Birliği Merkez Kurulu lideri Şebnem Korur Fincancı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma çerçevesinde bugün İstanbul’da gözaltına alınmıştır.
İnsan hakları savunucusu, tabip ve bilim insanı olan Şebnem Korur Fincancı; bir kısım basın yayın organı ve dijital medya platformlarına yansıyan haber ve argümanlar üzerine, hekim kimliği ile katılmış olduğu bir televizyon programında tezlere yönelik Minnesota Protokolü kapsamında, tesirli bir formda araştırma yapılması gerektiğini vurgulamıştır.
Bu değerlendirmeler üzerine Şebnem Korur Fincancı, gerek bir kısım basın yayın organında gerekse toplumsal medyada maksat haline gelmiş ve linç kampanyası sonucu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca da hakkında soruşturma başlatılmıştır.
“Keyfi yargısal taciz”
Başlatılan soruşturmaya karşın iktidar ve bir kısım siyasi parti yetkililerinin bahis hakkında yargıya direkt müdahale niteliğinde açıklamaları ve tehditleri devam etmiştir. Maksat gösterilme, kriminalizasyon ve keyfi yargısal taciz ile birlikte bugün itibariyle davet tarzıyla söze davet edilebilecekken Şebnem Korur Fincancı’ya sabah erken saatlerinde gözaltı süreci uygulanmıştır.
Türkiye’nin altına imza attığı mukavele ve dokümanlar ile bir modülü haline geldiği kozmik insan hakları hukuku, insan hakları savunucularının korunmasını demokratik bir toplumun olmazsa olmaz asıllarından biri olarak kabul eder.
Bu dokümanlardan biri olan Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi’ne nazaran taraf devletler, bildirgede amaçlanan hakların legal kullanımı çerçevesinde insan hakları savunucularını şiddet, tehdit, misilleme aksiyonu, fiili yahut hukukî ayrımcılık, baskı yahut öteki keyfi hareketlere karşı korumakla, tüm bu sıralananları kabahat olarak kabul etmek ve süreç yapmakla yükümlüdürler.
Yargı makamlarının hukuksal destekten mahrum, temel hakları ihlal edici ve öngörülemez pratiği yasal garantilerin de ihlalini beraberinde getirmektedir.
“Sivil topluma açık gözdağı”
Şebnem Korur Fincancı’nın hekimlik ve hak savunuculuğu kimliğiyle değerlendirmelerinin suçlama konusu yapılması ve ceza soruşturmasının yürütülmesi ve gözaltına alınması söz özgürlüğü ile özgürlük ve güvenlik hakkının keyfi yargı pratiğiyle ihlal edildiğini göstermektedir.
Öte yandan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Şebnem Korur Fincancı’nın vazifeden alınması hedefli yaptığı müracaat meslek örgütlerine ve sivil topluma açık bir gözdağı olup kabul edilemez.
Biz aşağıda imzası bulunan Barolar olarak; Şebnem Korur Fincancı ile dayanışma halinde sürecin takipçisi olacağımızı; Şebnem Korur Fincancı’nın hak savunucusu ve doktor olmasından kaynaklı değerlendirmelerinin hata oluşturmadığını vurguluyor ve bir an evvel özgür bırakılmasını talep ediyoruz.”